çökmek

çökmek
впасть оседа́ть
* * *
1) оседа́ть

toprak çöktü — земля́ осе́ла

2) обвали́ться, ру́хнуть

döşeme çöktü — пол провали́лся

köprü çöktü — мост ру́хнул

taban çöktü — потоло́к обвали́лся

3) приседа́ть на ко́рточки; опусти́ться, присе́сть (на что-л. куда-л.)

diz çökmek — опусти́ться на коле́ни

4) опуска́ться, наступа́ть

karanlık çökmeden — до наступле́ния темноты́

sessizlik çöktü — воцари́лась тишина́

sis çöktü — опусти́лся тума́н

5) ввали́ться, впасть (о щеках и т. п.)

avurtları çökmüş — у него́ щёки ввали́лись

6) оседа́ть, дава́ть оса́док
7) пасть; разва́литься

Bizans imparatorluğu çöktü — Византи́йская импе́рия па́ла

8) перен. стать слабе́е, потеря́ть былу́ю си́лу

hastalıktan sonra ne kadar çökmüş — как он сдал по́сле боле́зни

9) разг. навали́ться, обру́шиться (о беде, несчастье, лени и т. п.)

felaket çöktü — обру́шилось несча́стье

ona tembellik çöktü — на него́ напа́ла лень


Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Полезное


Смотреть что такое "çökmek" в других словарях:

  • çökmek — nsz, er 1) Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak Toprak çökmek. Yol çökmek. 2) Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak Tavan çökmek. Döşeme çökmek. Ev çökmek. 3) e Çömelmek Suyun başına çöküp ellerini, yüzünü yıkamaya koyuldu. H. F. Ozansoy 4) e… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çökmek — diz çökmek, dibe çökmek II, 21, 33 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • lök gibi çökmek — bir yere bütün heybetiyle, ağırlığıyla çökmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağırlık basmak (veya çökmek) — 1) gevşeklik ve uyku gelmek 2) ağır bir hava kaplamak, sessizlik oluşmak Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diz çökmek — 1) dizlerini yere koyarak oturmak Beni dinleyin deyip hemen önümüze diz çöktü. S. M. Alus 2) dize gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diz üstü çökmek — dizleri yere gelecek biçimde eğilmek veya oturmak En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • durgunluk çökmek — sessiz, sakin duruma girmek Posta kâtibi eskiden çok sert bir adamdı. Fakat gitgide ona garip bir durgunluk çökmüştü. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hüzün çökmek — (içine bir) hüzünlenmek İçinde henüz bir cenaze çıkmış evi andıran Hollanda Hariciye Nezaretini terk ederken yüreğime bir hüzün çökmüştü. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ıssızlık çökmek — ıssız, tenha duruma gelmek, tenhalaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kâbus basmak (veya çökmek) — 1) kötü rüya görmek 2) büyük sıkıntı, korku duymak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karanlık basmak (veya çökmek) — hava kararmak Akşamdı, ortalığa hafif bir karanlık çökmüştü. R. N. Güntekin Tekrar ana yola geldiğim zaman karanlık basmıştı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»